20 Ocak 2011 Perşembe

how dumb can you get!!!!

Well, that's a question i ask myself quite often these days. In fact that's the most frequent question i get from my friends for almost 3 years now. There's got to be something seriously wrong with me. A normal person doesn't do this to herself for the 100th time!

Ok here's what happened: You know when you love someone, he's like the most important thing in the world. You care about him a lot, you put his feelings before yours. You think about him all the time, you wanna be with him all the time. You see him, you smile. You don't see him, you cry. Bla, bla.. And then there comes the time you see you can't even agree to disagree. You keep taking his crap and he keeps fucking things up. He leaves, he comes back and then he leaves again but only to come back again. You take him back every single time hoping that this time he's different, this time he'll treat you right and everything but no, you're a fool. You decide it's over. You're left with your heart broken. You know what it's like, you're devistated and all. Time passes by, you feel like you can forget and start all over but noooo. Of course he comes back again. He says he needs you, he wants you by his side but he gives you nothing in return. You know you can't trust him again. You know he'll leave again. But as i said..you're a fool. You take him back. You care about him, you can't just leave him, not when he says he needs you, no. You start seeing him again, he's an important part of your life again. You remember what it was like to be with him but you only remember the good days and you block out the rest. You ignore what your friends tell you, you ignore what your own mind tells you. Something in your brain whispers he's gonna leave you again but you ignore that too. Come on girl, honestly, not listening to your own brain? How dumb can you get? Yeah yeah he's leaving again. So what? Did you really expect that it's going to be different this time? Did you believe he cares about you? Did you think he cares about what you think? Not that it matters but he never even bothered to ask anyway. You know he won't care, you know he won't stay if you ask him to, just like he wouldn't go if you wanted him to. You know he doesn't give a fuck about what you feel and you're still here writing about him. Stupid, stupid girl..

Yes i guess that's about it. So there's what happened. Sometimes the ugly fucking truth hits you in the face so hard that you can't even breath. But when you start breathing again, you feel the rage running through your veins and you start writing about it. And when you're done, you start laughing about it and that's what i'm gonna do right about now. LOL

PS: Yes, i'm a little relieved but the feelings are still there. And yes i know that it looks stupid that i wrote this fucking crap in english but it looks so much NICER to say FUCK in english !!

13 Ocak 2011 Perşembe

güzel alkolüm benim

Off. Çok sağolsun sevgili AKP alkol tüketme haklarımıza da karışmaya karar vermiş. Bilimum internet haber sitelerinden okuduklarıma dayanarak konuşacağım, onların yalancısıyım yani ama şu okuduklarımın tamamının aslı varsa birşeyler söylemeden edemeyeceğim.

Rastgele bir yerden başlayayım..Davette içki yasak, kırda içki yasak, orda yasak burda yasak. Yazın ben deniz kenarında uzanırken biramı içemeyecekmişim. Ya da efendim ormanda piknik yaparken mangalda kırmızı etim var ama yanında şarabım olamayacakmış. Ya keyfimin kahyası mısın SANA NEEE!! Bu haklarımıza, özgürlüğümüze karışmak değil de ne? Ha sorarsanız bireyleri ve kamuyu korumak için düzenlemeler yapılıyormuş. 24 yaşın altındakiler içki içemeyecekmiş. ABD'ye ayak uyduruyormuşuz, ne de güzel bir örnek.. 15-24 yaş arası genç kabul ediliyormuş yönetmelikte. Gençlerimizi alkolün tuzaklarından koruyorlar ha ha. 24 yaşına gelene kadar gerizekalı olduğumuzu, kendi kararlarımızı veremeyeceğimizi, doğruyla yanlışı, iyiyle kötüyü ayırt edemeyeceğimizi de ne güzel vuruyorlar yüzümüze. Alenen salak damgası yiyoruz. Yaşım tuttuğu ve salaklıktan kendi kararlarını verebilmeye terfi ettiğim için mutlu olmalıyım herhalde.

Bakkal, market tabelalarından içki reklamları kalkmalıymış. İçkiler çocukların, gençlerin göremeyeceği yerlerde bulunmalıymış. Ne yaptığını bilmeyen çocuğundan ilaç saklar gibi. Kıçım kadar bakkalda görünmeyen neresi var acaba..hımm tezgah altı belki? Ne kadar güzel ya bakkala girip torbacıdan mal alır gibi "abi bira var mı?" adam bana tezgah altından birşeyler çıkarıp verecek vs. İllegal iş yapar gibi satın alacağız içkiyi. Ya böyle birşey olabilir mi!!

İçki reklamlarına da el atıyorlarmış. Öyle gerçek olaylarda daha doğrusu mutlu olaylarla ilişkilendirilemezmiş içki. Özel günlerini birer kadeh şarapla kutlayan iki sevgili, yada içkiyle eğlencenin buluştuğu bir partiydi vs olamazmış reklamda. Perişan olmuş insanları falan gösterebilirmişiz reklamlarda içki içerken. Ya şaka gibi değil mi gerçekten?

Ha bir de şey var ahahaha buna da çok güldüm :  Alkollü içecek adını taşıyan spor klübü olabilir miymiş-Efes Pilsen-hahahah hala gülüyorum ya şimdi mi aklınıza geldi Allah aşkına? Düşünüyorum da çılgınlar gibi param olsa mesela, bir takım kurmaya karar versem, terbiye sınırları çerçevesinde, takımıma istediğim ismi veremeyecek miyim şimdi ben? Düşündüğüm ismi koyamayacak mıyım cidden? Hani nerde düşünce özgürlüğü? Hayır yani sevgili başbakanımız Kars'taki anıta ucube deyince düşünce özgürlüğü sayılıyor da ona istinaden sey ettim ha ha ha sinir geldi.

Nerde nasıl ne şekilde ne içeceğimin hesabını mı vereceğim bu saatten sonra..yok artık. Ay aman neyse sıkıldım. Bu kadar, daha yazmayacağım. Ne de olsa başa gelen çekilir değil mi sevgili AKP..

9 Kasım 2010 Salı

boOoncukK !

  Geçen gün yine evde oturmuş sıkılırken kendime eskiden sıkıldığımda ne yapıyordum acaba diye bir sordum. Saçma sapan bir sürü hobimin arasında gidip gelirken incik boncuklarla haşır neşir olduğumu hatırladım. Hemen Google'a boncukçu beşiktaş kelimelerini yazdım ( çünkü haftanın 4 günü kurs için Beşiktaş'a gidiyorum ve malum üşengeç bir insan olduğumdan Allah'ın boncuğu için esktra efor sarfedip de semt değiştirecek değilim ) ve birtakım forumlar yardımıyla İrlan Takı sonucuna ulaştım. Bugün kurs çıkışında üşenmedim(!) gittim. Kabaca göstermek gerekirse Facebook sayfalarından çalmış olduğum resimleri şu şekilde :


Evet klasik bir boncukçunun olması gerektiği gibi işte. Girdim içeri herşeyi karıştırmaya kurcalamaya başladım hayatımda boncuk görmemiş gibi. Aaa bu ne, a a bu da varmış, bu kolye ucu ne kadar şekermiş diye diye.. Kendi kendime değil tabii, yanımda kurstan bir arkadaşımı da sürüklemiştim, heyecanımı onla paylaşıyordum. Dükkanda o sırada bir tek biz vardık dolayısıyla da eve gelip internetten baktıktan sonra sahibi olduğunu anladığım bayan bizimle ilgilenmekteydi. Seçtiğimiz boncukları koymamız icin bir çanak verdi, elimizdeki kolye uçlarıyla uyumlu olabilecek zincirlerin yerini gösterdi. Biz hiç birşey sormadan ilgileniyordu falan filan derken içerinin sıcağı ve benim elimde kitaplar ve üzerimde mantom oluşundan dolayı bana gelen fenalık elimdekileri yerlerine geri bırakıp çıkma isteği doğurdu. Bu da bizle ilgilenen bayanı pek mutlu etmemiş olsa gerek ki "geri mi bıraktınız elinizdekileri?" sorusuna karşılık benden aldığı "evet şu an birşey tasarlayamadım kafamda" yanıtına "fazla zorlama o zaman" şeklinde tepki verdi. Açıkçası bu tepki de benim hoşuma gitmedi yani, hani müşteri her zaman haklıydı? Hayret birşey, nedir yani artık dükkanlar "müşteri birşey alana kadar müşteri değildir" ilkesiyle falan mı hareket etmeye başladılar? Heh şaka bir yana dükkandan çıkmak üzereyken bayanın kendi tasarlamış olduğu takıları farkettim. Kendisinin de birşey almayacağımızı tahmin ettiğinden "gitseler artık" tarzı bakışlarını da farkettim bunun yanı sıra. Ama yüssüz müşteri olduğumdan ve de beğenilmeyen "şu an birşey tasarlayamadım kafamda" cevabımın gerçek oluşundan onun tasarladığı kolyelerden kopya çekmenin mantıklı olacağını düşündüğümden kolyeleri bir bir inceledim. Heheheh hainim. Şeker bulduğum bir taneciğini paylaşayım, daha da reklamını yapmak istemiyorum. Zaten iyi reklam mı kötü reklam mı yaptım orası tartışılır oldu.

  Resimde gördüğünüz gibi bu tarz şeker kolye uçları mevcut, fotoğraf makinasıydı, dikiş makinasıydı vs ( arkadaşım Hilal'in görüp çıldıracağı tarz saçma sapan bilimum şekiller ). Tabi ki takı tasarımlarıyla ilgilenen bir insan boncuk aramaya Beşiktaş'a çıkmaz ve doğal olarak bu dükkan bir Eminönü ile veya Bakırköy'deki birçok boncukçudaki çeşitlilikle boy ölçüşemez ancak benim gibi sinir bir yapınız varsa, "hayır ben illa Beşiktaş'ta bir boncukçu istiyorum" diyorsanız burası ideal ve zaten sanırsam da tek. Yine benim gibi "bakıp çıkıcı" değil de alıcı iseniz de cidden iyi muamele göreceğinize inanıyorum hehe.

Şimdilik bu kadar sıkıyorum, başka bir boş zamanımda I'll Be Back !!

6 Kasım 2010 Cumartesi

Hoşgeldim

Merhaba ( şimdilik olmayan ama yakında edineceğime inandığım okurlarıma )

Evet bugün Cumartesi ve ben bir Cumartesi gecesi daha evimde oturuyorum. Ezikliğimi yüzüme vuracak kimse olmadığından rahatça yazmaya devam edeceğim. Televizyonda hiç birşey yok, Show'da yayınlanan Yok Böyle Dans adlı muhteşem programı saymazsak tabi. Bu akşam sıkıntıdan zap yaparken keşfettim bunu da. Yaptığımız bolca kötü programdan biri daha. Ünlülerimizin birtakım dansçılarla kendilerini rezil etmekten gurur duydukları bir show programı. Yarışmacılar teker teker çıktıkça annemle birbirimize bakıp biz kızarmaya başladık onlar yerine, ciddi anlamda ben utanıyorum oturduğum yerde, o kadar kötüler. İşte ekrana bakmanın zor hale geldiği şu sıralarda Facebook'ta kim ne yapmış diye bakınmaya karar verdiğimde bazı arkadaşlarımın bloglarını paylaştıklarını gördüm. Evet kıskandım ve ben de yazmaya karar verdim. Gelecekteki okurlarımı şimdiden uyarıyorum bilgi içerikli bir blog olmayacaktır bu. Sıkıntımı, sıkıldığım zamanlarımı, yaşadığım kimseyi ilgilendirmeyen "bu ne ya (WTF?)" dedirtecek anılarımı, başıma gelen saçma olayları, umutsuzca yarından beklentilerimi paylaşıp insanları da kendimle boğacağım bir blog olacak. Böyle geldim işte, umarım hoşgeldim.